Küresel şirketleri vergilendirmek artık daha zor

University of Nevada’da Ekonomi Bolüm Başkanı Prof. Mehmet Serkan Tosun.
University of Nevada’da Ekonomi Bolüm Başkanı Prof. Mehmet Serkan Tosun.

Tosun’a göre yakın gelecekte devletler bir araya gelip vergi konusunda ortak düzenlemeler yapacak hatta yapmak zorunda.

Global sermaye hareketlerinin gittikçe daha kolay olmasından dolayı ülkeler şirketleri vergilendirmekte zorluk yaşamaya başladı. Daha önce Microsoft ve kısa bir süre önce Apple örnekleri ile karşımıza çıkan bu durumun aslında çok sayıda daha küçük boyutlu örnekleri de var.

Nüfus ekonomisi, uluslararası politik ekonomi ve ekonomik büyüme alanındaki önemli ekonomistlerden olan ve aynı zamanda University of Nevada’da Ekonomi Bolüm Başkanı Prof. Mehmet Serkan Tosun’a göre yakın gelecekte devletler bir araya gelip vergi konusunda ortak düzenlemeler yapacak hatta yapmak zorunda. Prof. Tosun ile ABD seçimlerinin olası sonuçları, küresel ekonominin önemli sorunları hakkında konuştuk

Amerika hummalı bir seçim döneminden geçiyor. Siyasi olarak da ekonomik olarak da kırılgan bir süreç. Demokrat Parti ya da Cumhuriyetçi Parti adaylarını gözönüne aldığınızda, ABD ekonomisinin geleceği ile ilgili majör bir değişiklik beklemeli miyiz? Nasıl?

'Nüfus artışındaki yavaşlama ve nüfusun yaşlanması gerçekten önemli konular.'
'Nüfus artışındaki yavaşlama ve nüfusun yaşlanması gerçekten önemli konular.'

Daha önceki seçimleri göz önünde bulundurursak normalde piyasaların ve genel olarak ekonominin çok fazla etkilenmeyeceğini düşünebiliriz. Ayrıca su anda Amerika ekonomisi oldukça düşük bir işsizlik oranında (yüzde 4.9) seyrediyor. Bu hemen hemen tam istihdam seviyesi olarak kabul ediliyor. Yani kısacası Amerikan ekonomisi oldukça iyi durumda.

Aynı zamanda kimin başkan olacağı konusunda belirsizlik olduğu muhakkak ve her iki aday için de ve özellikle Donald Trump’ın muhtemel başkanlığı konusunda soru işaretleri var. Trump, politikanın içinden gelen biri olmadığı için ve şu ana kadarki söylemlerinin de çok tutarlı olmamasından dolayı ileride başkan olması durumunda nasıl bir ekonomi politikası izleneceğini bilemiyoruz. Piyasaların ve ekonomilerin böyle bir belirsizlikten etkilenmesi elbette mümkün.

Fitch Ratings, ABD'de ücret artışının hızlı olması durumunda dünya ekonomisinde durgunluk yaşanabileceği uyarısında bulundu. Son iki yılda ücretlerdeki yükselişin, fiyat artışlarının üzerinde gerçekleştiği ücret enflasyonundaki ılımlı durumun, ABD dolarındaki güçlenme ve 2014 ortasından sonra enerji fiyatlarındaki düşüşle açıklanabileceği belirtilerek, bunun ABD'de tüketici fiyatlarını aşağı çektiği, alım gücünü ise artırdığı vurgulandı. Neler söylersiniz?

Enerji fiyatlarında ciddi düşüşler gerçekleştiği kesin. Yalnız Amerika’nın değişik bölgelerinde durum farklı olabiliyor. Mesela Amerika’nın batısında özellikle Kaliforniya ve çevresinde emlak piyasasındaki canlılık yüksek fiyat artışlarına sebep oluyor. Aynı zamanda yeni açıklanan verilere göre Amerika’daki hane halkı gelirleri 2007’den beri ilk defa reel anlamda ve senelik bazda artış gösterdi. Bu da alım gücünün arttığına işaret ediyor.

Yavaşlayan nüfus artışı ve artan ortalama yaş, gelişmiş ekonomiler başta olmak üzere küresel ekonominin önemli bir sorunu. Size göre çözüm nedir? Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için farklı reçeteler uygulanabilir mi? Doğurganlık oranını artırmak hangi ülkeler için gerçekçi çözümdür veya bu yöntem ne kadar geçerlidir.

Nüfus artışındaki yavaşlama ve nüfusun yaşlanması gerçekten önemli konular. Yalnız bunları kendi başına bir problem olarak değerlendirmek bence doğru değil. Günümüz toplumlarında aile yapısı değişiyor. Aileler genel olarak daha az çocuk tercih ediyorlar. Doğurganlık oranları ciddi şekilde düşüyor. Bence bunu kabullenmek lazım. Asıl tartışılması gereken konular; nüfus yaşlanmasının ekonomik etkileri, ülkelerin sosyal devlet yapılanmasına yaptığı baskılar ve ekonomi politikalarındaki olası reformlar. Demografik değişikliklerle birlikte devlet programlarının da değişmesi kaçınılmaz oluyor. Mesela birçok ülkede insanlar daha uzun yaşadığı ve nüfus yaşlandığı için sosyal sigorta programlarındaki emeklilik yaşı da artırılıyor.

Bunun yanında nüfusun yaşlanmasını önlemek veya bunun etkisini azaltmak için “pro-natalist” nüfus politikaları uygulayan ülkeler de mevcut. Fransa bunun örneklerinden biri mesela. Yalnız bu politikaların oldukça yüklü bir maliyeti var. Ayrıca bir defa doğurganlık oranı ciddi şekilde düştükten sonra tekrar artırmak hiç de kolay değil. Genç göçmenlere kapıları açmak da ancak geçici ve kısmi bir çözüm olarak görülüyor. Bu arada Birleşmiş Milletler’in son açıkladığı rakamlara göre Türkiye’de nüfus yaşlanması konusunda ciddi endişeler olduğu görülüyor. Ayrıca aynı kaynakta Türkiye’de doğurganlığı artırma yönünde bir politika değişikliği olduğu belirtiliyor. (United Nations Population Division)

1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü’nün anlam ve önemiyle de orantılı olarak giderek yaşlanan bir nüfusa sahip olacağımızı kabullenip, yaşlı nüfusun topluma ve ekonomiye en yüksek seviyede katkı sağlaması konusunda ne yapmamız gerektiğini tartışmamızın iyi olacağı kanaatindeyim.

ABD’de belli bir ölçeğin üstündeki şirketlerin karlarının ekonomik büyüklüğe oranının giderek artması nasıl değerlendirilmeli? Bunun bölgesel ve sınıflar arası gelir eşitsizliği üzerindeki sonuçları neler olabilir. Hükümetler bu konuda neler yapmalı.

Gelir eşitsizliği ciddi bir problem. Veriler eşitsizliğin özellikle 80’li yıllardan itibaren arttığını göstermekte. Global sermaye hareketlerinin gittikçe daha kolay olmasından dolayı ülkeler şirketleri vergilendirmekte büyük zorluk çekiyorlar. Kurumlar vergisi oranları zamanla aşağıya çekildiği için ve şirketlerin karlarını saklamakta başarılı stratejiler izlemeleri sonucunda özellikle büyük çok uluslu şirketler az vergi ödemekte oldukça başarılı oluyorlar. Bu ve diğer faktörler eşitsizliği körüklüyor. Ülkeler bu tür şirketlerin vergilendirilmesi konusunda işbirliği yapabilirler. Tabi üst gelir gruplarının vergi oranlarının yukarı çekilmesi ve fakirlikle mücadele etmeye yönelik bazı programlar (asgari ücretlerin artırılması ve işsizlik sigortası gibi) da etkili olabilir.

Son örneğini AB ile Apple örneğinde yaşadığımız teşvik-vergi problemi gelişmekte olan ülkeler açısından nasıl bir risk-fırsat içeriyor.

Ülkeler, Apple gibi büyük ve marka değeri yüksek şirketleri çekebilmek için vergi rekabeti içindeler. Daha önce de belirttiğim gibi kurumlar vergisi oranları aşağı çekildikçe şirketleri vergilendirmek gittikçe zorlaşıyor. Vergi teşvikleri gelişmekte olan ekonomiler için bir fırsat gibi görünse de uzun vadede vergi gelirleri ve kamu maliyesini zayıflatması açısından önemli riskler taşıyor.

Küresel düzeyde e-ticaretin, toplam ticaret içindeki payının giderek artması, özellikle vergi konusunda geleneksel hukuku nasıl zorluyor.

Elektronik ticaret vergilendirmeyi güçleştiriyor. Özellikle tamamen internet üzerinden satış yapan işletmeleri vergilendirmek mümkün olamayabiliyor. Bu da elektronik ticaret işletmeleriyle diğer normal şekilde vergilendirilen işletmeler arasında vergi eşitsizliğine sebep oluyor. İleride, milli vergi politikaları işletmeleri belli bir adres gözetmeksizin vergilendirme yönünde değişebilir gibi gözüküyor.