Otobüsü kaçırıp durakta tek başıma kalınca hissettiğim yalnızlık seviyesi

Uygulamadan konumunu takip edip, 2 dakika kala koşa koşa yetişmeye çalıştığımız otobüsü kaçırıp, arkasından bakmanın üzerimize yüklediği hüznün tarifi yok, özellikle sonraki otobüs seferine oldukça zaman varsa, o durakta oturup tek başımıza etrafı izlemek, hayatımızı sorgulamak, bizi dertten derde sürüklemekten başka bir işe de yaramaz. O an hissettiğimiz çaresizliği betimlemeye ne Dostoyevski, ne Çehov, ne de Tolstoy'un kalemi dayanır. Bu konuda çekilen bir film de Oscar'a layık görülür bizden söylemesi…