Atatürkçülükle yüzleşme vakti gelmedi mi?


Bütün darbeler, hatta 15 Temmuz bile anayasadaki ideolojik hükümlere dayandırıldı, fakat darbelerin ideolojisini kimse sorgulamadı.Bütün darbeler Atatürkçülük adına yapıldı, eğer bundan sonra bir darbe olacaksa, yine onun adına yapılacak.Cumhuriyetin 100. yılında bu ideoloji ile kesin olarak hesaplaşılmalı.Yakın bir örnek bunun nasıl bir zorunluluk olduğunu bize bir kez daha net olarak gösterdi.Bir yüzyıl nasıl geçti? Nasıl badireler atlattık? Bunlar üzerinde düşünmemiz gerekiyor. Fakat düşünmek hürriyetle olur. Türkiye'de anayasanın ve kanunların tanıdığı özgürlüklerin kullanılması çeşitli yollarla engelleniyor.İkinci yüzyıla girerken rejimi kuruluşundan başlayarak her bakımdan değerlendirmeye tabi tutmak gerekiyor. Türkiye'de bu mümkün mü?Eğer övücü şeyler yazacaksanız, mümkün! Olumsuz yanlarını yazacaksanız, bunun pek de kolay almadığı ortada.Mesela bir siyasetçi bir kitap fuarında dil inkılabını eleştirince kendini 'cumhuriyetçi' olarak tanıtanların saldırısına uğradı.İnkılabı eleştiri mümkün değil midir? Bu saldırganlara göre mümkün değilmiş! Yazının tamamı Gerçek Hayat'ın 1086. sayısında