Myanmar, darbe sonrası krizin 4. yılına giriyor

​Myanmar'da askerî darbenin 3. yılında çatışmalar ve taraflar arası gerginlik devam ediyor​.
​Myanmar'da askerî darbenin 3. yılında çatışmalar ve taraflar arası gerginlik devam ediyor​.

Ülkedeki insani krizin her geçen gün büyüdüğü Myanmar'da, mülteci krizi, sivillere yönelik baskı ve şiddet, cinsel ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet de dahil olmak üzere askerî rejim tarafından devam ettirilen zulüm ve insan hakları ihlalleri, barışçıl protestolara ve medya kuruluşlarına yönelik baskılar yoluyla ifade özgürlüğü gibi temel özgürlüklerin kısıtlanması devam ediyor. Mevcut mülteci ve sığınmacı sayısının 1,3 milyon kişiye ulaştığı ülkede, yerinden edilen yaklaşık 2,5 milyon kişinin yüzde 50'si kadınlardan oluşuyor.

Güneydoğu Asya ülkesi Myanmar'da, 1 Şubat 2021 sabahı düzenlenen askerî darbenin üçüncü yılında insan hakları ihlalleri sürerken askerî yönetimin ülkedeki hâkimiyeti devam ediyor.

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin (UNHCR) verilerine göre, Myanmar'da askerî cunta ve ayrılıkçı gruplar arasında meydana gelen çatışmalar sonucu ülkede yaklaşık 2,5 milyon kişi yerinden edildi.

Mevcut mülteci ve sığınmacı sayısının 1,3 milyon kişiye ulaştığı ülkede, yerinden edilen yaklaşık 2,5 milyon kişinin yüzde 50'si kadınlardan oluşuyor.

Myanmar ordusu ve Budist milliyetçilerin uyguladıkları kitlesel şiddet eylemlerinden kaçan yaklaşık bir milyon kişi Bangladeş'e sığındı.

Arakan eyaletindeki "vatansız" kişilerin sayısı ise yaklaşık 700 bin olarak gözlemlendi.

Myanmar'da askerî cunta ve ayrılıkçı gruplar arasında meydana gelen çatışmalar sonucu ülkede yaklaşık 2,5 milyon kişi yerinden edildi.
Myanmar'da askerî cunta ve ayrılıkçı gruplar arasında meydana gelen çatışmalar sonucu ülkede yaklaşık 2,5 milyon kişi yerinden edildi.
  • Siyasî Tutuklulara Yardım Kuruluşu'nun (AAPP) verilerine göre, ülkede darbeden bu yana 4 bin 453 kişi cunta yönetimi tarafından idam edilirken, 25 bin 915 kişi gözaltına alındı ve bu kişilerin 19 bin 977'si hâlâ tutuklu veya gözaltında.
Darbeden bu yana 4 bin 453 kişi, cunta yönetimi tarafından idam edildi.
Darbeden bu yana 4 bin 453 kişi, cunta yönetimi tarafından idam edildi.

UNHCR, Myanmar hakkındaki 2024 planlarının en önemlilerini, insanî yardımların zamanında gereken yerlere ulaşması, toplumsal dayanışmanın güçlendirilmesi ve yerlerinden edilmiş kişiler için sürdürülebilir çözümler bulmak olarak belirledi.

Yerlerinden edilen kişilerin bulunduğu bölgelere hem kendileri hem de diğer insanî yardım kuruluşları için sürekli ulaşım talep eden UNHCR, Myanmar'daki kampların koordinasyonunda ve korunmasında liderlik görevine devam edeceğini bildirdi.

UNHCR, 2024'te 100 bin aileye destek sağlamayı planladığını belirterek, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in ülke içinde yerinden edilenler hakkındaki planlarının Myanmar'a uygulanması için diğer BM kuruluşlarıyla ortak çalışmalar düzenlediğini belirtti.

Cunta, darbeyi ve ardından gelen baskıyı eleştiren medyayı hedef aldı, lisanslarını iptal etti ve düzinelerce gazeteciyi tutuklayıp hapse attı.

Gazetecileri Koruma Komitesi'ne göre, geçen yıl 43 gazetecinin parmaklıklar ardında çürüdüğü Myanmar, 2023'te Çin'in ardından dünyanın en çok gazeteci hapseden ikinci ülkesi oldu.

Arakanlı Müslümanlar

Arakanlı Müslümanlar başta olmak üzere ülkedeki etnik gruplara "sistematik ayrımcılık" hâlâ devam ediyor.

İsrail'in Gazze Şeridi'nde altyapıyı, mahallelerin tamamını sistematik olarak yok etmesi, camileri, hastaneleri ve arkeolojik alanları yıkması ve bölgedekilere yönelik tehcir çağrıları, Myanmar'daki cunta yönetiminin, Arakan'da yaptıklarını akıllara getiriyor.

Arakanlı Müslümanlar başta olmak üzere ülkedeki etnik gruplara "sistematik ayrımcılık" hâlâ devam ediyor.
Arakanlı Müslümanlar başta olmak üzere ülkedeki etnik gruplara "sistematik ayrımcılık" hâlâ devam ediyor.

Arakanlılar konusunun tekrardan gündeme gelmesi gerektiğini savunan UNHCR, Bangladeş hükümeti ile ortak çalışarak Bangladeş'teki 960 bin Arakanlı mülteciye yardım sağlayacağını açıkladı.

UNHCR, vatandaşlığı bulunmayan kişilere doğum kaydı da dahil olmak üzere, sivil ve vatandaşlık belgelerinin güvence altına alınması konusunda destek vereceğini belirtirken, 31 bin 400 Arakanlı mültecinin ülkelerinde yeniden yerleşmesi için çalışmalara devam edileceğini ekledi.

Askerî darbe

Myanmar ordusu, 2020'deki genel seçimlerde hile yapıldığı iddialarının ve ülkedeki siyasi gerilimin ardından 1 Şubat 2021'de yönetime el koymasının ardından ülke lideri ve Dışişleri Bakanı Aung San Suu Çii başta olmak üzere pek çok yetkiliyi gözaltına aldı ve 1 yıllığına olağanüstü hal ilan etti.

Myanmar ordusu, 2020 genel seçimlerinde hile yapıldığı iddialarının ortaya atılması ve ülkede siyasî gerilim yaşanmasının ardından 1 Şubat 2021'de yönetime el koydu.
Myanmar ordusu, 2020 genel seçimlerinde hile yapıldığı iddialarının ortaya atılması ve ülkede siyasî gerilim yaşanmasının ardından 1 Şubat 2021'de yönetime el koydu.

Buna karşı "Üç Kardeşler İttifakı" adında toplanan Myanmar Ulusal Demokratik İttifak Ordusu, Budist Arakan Ordusu ve Ta'ang Ulusal Kurtuluş Ordusundan silahlı gruplar, 27 Ekim 2023'te Çin sınırında, kuzeydeki Şan eyaletinde Myanmar ordusuna silahlı saldırı başlatmıştı.

Myanmar ordusu ile "Üç Kardeşler İttifakı" arasında Çin'in arabuluculuğunda 12 Ocak'ta ateşkes ilân edilmişti.

Silahlı gruplar, orduya karşı

"Üç Kardeşler İttifakı" adı altında bir araya gelen Myanmar Ulusal Demokratik İttifak Ordusu, Budist Arakan Ordusu ve Ta'ang Ulusal Kurtuluş Ordusundan silahlı gruplar, 27 Ekim 2023'te Çin sınırına yakın kuzeydeki Shan eyaletinden Myanmar ordusuna karşı saldırılar başlatmıştı.

İlerleyişini sürdüren silahlı gruplar, Hindistan sınırında yer alan Chin eyaletindeki Rathedaung kasabasında bir karakol ile Myanmar ordusuna ait bir askerî kampı ele geçirmişti.

Budist Arakan Ordusunun eyaletteki saldırılarından kaçan 43 asker ise Mizoram eyaletine sığınmış; Hint güvenlik güçleri de Myanmar askerlerini başka noktaya taşıyıp ardından da ülkelerine teslim ettiğini duyurmuştu.

Budist Arakan Ordusunun, Hindistan sınırında bulunan Chin eyaletindeki Paletwa kasabasının kontrolünü ele geçirdiği de öne sürülmüştü.