Suçlu, beynin riskten kaçınan kısmı!

Suçlu, beynin riskten kaçınan kısmı.
Suçlu, beynin riskten kaçınan kısmı.

Yeni bir insanla tanışmak, randevuya çıkmak, yeni bir yemek denemek, balona binmek veya tek başına tatile çıkmak... Bu eylemlerin tümü birçok insanın görmeyi ve başarmayı çok istediği ama girişmekten de korktuğu şeylere örnek gösterilebilir. Ancak burada size önemli bir uyarı yapmak istiyorum. İleriye sıçrayamadığınız ve risk alamadığınız için kendinizi SUÇ- LAMA- YIN!

Çünkü bu konuda asıl suçlu beynin riskten kaçınan kısmı olabilir. Yapılan yeni bir araştırma, riskten kaçınmanın nörobilişsel gelişimle alakalı olduğunu ortaya koydu. Bu araştırmaya göre, çocuklar ve ergenler risk alma konusunda daha cesur olma eğilimindeyken; yetişkinler karar verirken beyin fonksiyonlarında değişiklikler meydana geliyor. Bu bilgilerin fazla didaktik hatta sıkıcı olabileceğinin farkındayım. Bu yüzden kendine güvenmenin ne anlama geldiğine biraz daha yakından bakalım ve değiştirebileceklerimize odaklanalım istiyorum.

Ancak kendinizi sakinleştirip ardından yine kendinize bazı önemli sorular sorarak günlük rutinlerinizde yeni yollar keşfedebilirsiniz.
Ancak kendinizi sakinleştirip ardından yine kendinize bazı önemli sorular sorarak günlük rutinlerinizde yeni yollar keşfedebilirsiniz.

Kendinize güvenmek; risk almanın ve bilinmeyene büyük adımlar atmanın ön koşulu. Risk almak için de sizi güvende tutmasına rağmen takılı kalmış ya da size zarar veren bazı sigortaları kapatmanız gerek. Ancak kendinizi sakinleştirip ardından yine kendinize bazı önemli sorular sorarak günlük rutinlerinizde yeni yollar keşfedebilirsiniz. İlk olarak, korku ve endişelerinizin sizi güvende tutmak için orada olduğunu söyleyeyim. Yani bu duygulardan kaçmak ya da onları yok saymak gibi bir hedefimiz yok. Ancak başarısızlığı bir öğrenme deneyimi olarak kabul edersek korkularımızı yeni bir şekilde değerlendirebiliriz. Sonuçta öğrenme, hedefi ıskalama ve sonra yeniden uyum sağlama sürecidir.

Şimdi cesaretinizi güçlendirmek ve sizi güvenli bir şekilde yeni tatmin edici aktivitelere taşımak için birkaç uygulamaya bir göz atalım.

Öğrenme, hedefi ıskalama ve sonra yeniden uyum sağlama sürecidir.
Öğrenme, hedefi ıskalama ve sonra yeniden uyum sağlama sürecidir.

1.Şimdiki ana girmek için derin, sakinleştirici nefesler alarak başlayın. Ardından endişe veya korku nedeniyle yapmaktan kaçındığınız ama yapmayı çok istediğiniz bir şeyi kağıda yazın. Örneğin, “Şunu yapmak isterim...” gibi.

2.Şimdi kendinize şu üç soruyu sorun: “Bunu denersem başıma gelebilecek en kötü şey ne?” “Bunu denersem olabilecek en iyi şey ne?” “Bunu denersem karşıma çıkabilecek en gerçekçi şey ne?”

3.Bu aktiviteyi görselleştirin. Yani bu işi gerçekleştirmek için zihinsel provalar yapın. Kendinizi bu aktiviteyi başarılı bir şekilde yaparken veya bundan keyif alırken hayal edin.

4.Bu yeni aktiviteyi gerçekleştirmek için bir zaman ve gün planlayın. Bunu takviminize ya da planlayıcınıza ekleyebilirsiniz.

Yardımcı olacağını düşünüyorsanız bu maceranıza güvendiğiniz birini de davet edebilirsiniz. Tüm varsayımlarınızdan vazgeçin. O anı yaşayın ve deneyimleyin. Sonuç alma konusunda endişelenmeyin. Çünkü yeni bir şey denerken bir anda başarılı olmanız beklenemez. Zira yeni bir şeyi yapmaya ve kendini geliştirmeye çalışmak, başlı başına bir başarı. Ayrıca ilk denemenizden sonra da pes etmeyin. Çünkü zihninizde yeni bir şey deneme konusundaki korkunuzu ve şüphenizi yeniden şekillendirecek yeni bir devre oluşturmak üzeresiniz. Deneyimlerinizi ve heyecanınızı güvendiğiniz biriyle paylaşın. Hedefinize doğru küçük adımlar atsanız bile, gerçekten tatmin edici bulduğunuz şeye doğru ilerleyeceksiniz.

Ve şunu unutmayın: Bunu hak ediyorsunuz!