Erasmus kimdir?

Erasmus kimdir?
Erasmus kimdir?

Hümanizim felsefesi ve akımının en büyük temsilcilerinden biri olan Erasmus kimdir?

İÇİNDEKİLER

Hümanizm felsefesi ve akımının büyük temsilcilerinden olan Erasmus, 1465 yılında Hollanda’nın Rotterdan kentinde dünyaya geldi. Bu günkü adıyla orta öğreniminin adından Augustin tarikatına girerek bir süre rahip olarak hizmet verdi.

Geleneksel olarak hiçbir zaman rahip sıfatıyla etkinlik göstermeyen Erasmus kendini daha çok bilime adamak istediği için dini makamlardan cüppe giymeme izni alarak ilim çalışmalarına devam etti. Eğitim hayatına Paris Üniversitesinde devam eden Erasmus, 1499 yılında İngiltere’ye gittiğinde John Colet, Thomas Morus gibi bilim adamlarıyla tanışma fırsatı buldu.

Skolastik düşüncenin kaşsısında durarak Papalığın düşünceler üzerinden oluşturduğu hegemonyaya karşı çıkarak gerçek Hristiyanlık ruhunu antik çağın yalın ruhunda aramaya devam etti.

Erasmus eserlerinin genel muhtevası nasıldır?

Özelikle güzel sanatların ve bilimlerinin yayılmasını, pozitif düşüncenin hâkim olmasını ve hümanizmin birinci koşul olmasını vurgulayan özgün yapıtları ile dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Özgün yapıtları ve çeviri çalışmalarıyla antik çağ düşüncesini en iyi yansıtan aydınlarından olmasını bildi.

Martin Luther’in reformlarının ayak sesleri duyulduğunda kilisenin yenilenmesi fikrine katılarak özgür düşünce akımını destekledi. Hristiyan dünyasının tüm dünyada yankı uyandıran kargaşa, parçalanma ve karmaşık düzenine şiddetle karşı çıktı. Yazarın ilgi alanları Hristiyan felsefesi, Rönesans felsefesi ve hümanizmdir. Batı felsefesini eserlerine yansıtan yazar, Avrupa düşünce tarzını benimseyerek Latince konuşup yazmaya gayret göstermiştir.

Ölümünden önceki son sözlerini ana dilinde şu şekilde ifade etmiştir: ieve God(Sevgili Tanrı) 1536 yılında Basel ‘de öldü. Erasmus ölümüyle Avrupa’nın çağlardan beri tartışmalardan kurulamayan düşünce sistemiyle papaların bile ziyaretine gelmekten kendilerini alamadıkları bir bilim adamı olarak saygın bir yer edindi.

Erasmus’un deliliğe övgü eserinin içeriği nedir?

Delilliğe övgü adlı eseri yazarın günümüze kadar canlılığını koruyan ve okurlar tarafından başköşeye oturtulan tek yapıt olarak gösterilmiştir. Yazar kitabın taslağını 1509 yılında kaleme alarak İngiltere’den İtalya’ya yaptığı bir gezi sonucunda düzenlemiştir.

Eseri İngiltere’de Dostu Thomas Morus’un evinde kaleme alan yazar kitabı dostu Thomas Morus’a adamıştır. Erasmus eseri kaleme alırken hiçbir kitaptan yardım almayarak özgün bir eser oluşturmuştur. Gülmece türündeki eserde iki temel husus dikkat çekmektedir. Bunlardan ilki gerçek bilgelik ve delilik gibi kavramlarının çok ince bir çizgide değerlendirilmesidir.

İkincisi ise gerçek bilge olmadan kendini bilge sanmak ve gerçek delilik kavramlarıdır. İnsana yeryüzünde yaşama enerjisi veren güç gerçek bilge olarak yaşamak ve doğrudan deli bir şekilde hayattan zevk alma ideolojisidir.

Erasmus deliliğe övgü eserinde hangi kavramları vurgular?

Kitapta yer verilen delilik, sürekli olarak kendine övgüler yağdırır. Çocuklukta, gençlikte, yaşlılıkta, dostlukta, siyasette, politikada ve evlilikte hayatın her alanında deliliğin her zaman egemen olduğunu vurgular. İlgilendiği uğraş alanları ise, özellikle din kurumu, din adamları ve skolastik düşünce bu fikir akımı ve panoraması etrafında sergilenir.

Deliliği konuşturdukça çağının kilisesine ve din adamlarını yönelttiği eleştirileri iyice açığa çıkarır. Bu niteliği ile ‘’Deliliğe övgü ‘’eserini çağlardan beri bilimin karşısında olan bağnazlık ve skolastik düşünce ve kilise hegemonyasına karşı olarak kaleme almıştır. Erasmus en yetkin düzeydeki eserleriyle bu gün bile okuyucu kitlesi tarafından yoğun bir şekilde takip edilen, eserleri analiz edilen bir bilim adamı olarak saygınlığını ispatlamıştır.

Deliliğe övgü eseri üslubu, konusu, muhtevası ve teması yönüyle hakikati gülerek söylemek ilkesini en iyi anlatan bir örnektir. Bilgiye olan inancı ve eserlerinde yer verdiği felsefi mesajlar onu her devirde aranılan bilge kişi yapmıştır. Biçim açısından özellikle yapıtlarını çevirdiği Lukianoz ve Libanios’tan esinlenerek eserlerini kaleme almıştır.