Dünyanin En Orta Yeri

*Güray Süngü’nün ‘Vicdansızlar’ adlı öykü kitabından bir öyküdür.
*Güray Süngü’nün ‘Vicdansızlar’ adlı öykü kitabından bir öyküdür.

Ben çok akıllı bir çocuk olduğum için gözlerimi açıp da etrafıma bakınca hiç şaşırmadım. Aslında çok şaşırdım ve biraz da korktum ama hiç şaşırmadım ve hiç korkmadım. Anne diye ağlamadım. Ben çok akıllı bir çocuk olduğum için anne diye ağlamam. Onu, korkak çocuklar yapar. Belki ben de çok küçükken yapmışımdır ama artık yapmam, çok büyüdüm. Kaç yaşındasın sen bakim dediklerinde elimle yaşım kadar parmak işareti yapıyorum. Ben çok akıllı bir çocuk olduğum için bazen kaç yaşında olduğumu unutuyorum ama elim unutmuyor. Bir el parmaklarından bir büklüm yaşındayım. Gösteriyorum.

Ben çok uslu bir çocuk olduğum için annemin yanından hiç ayrılmıyorum.

Babam beni elimden tutup bir yere götürüyorsa babamın elini hiç bırakmıyorum. Babam beni elimden tutup çok bir yere götürmüyor. Eskiden geçen sene bir park varmış beni oraya götürmüş, ben hatırlamıyormuşum, ben çok akıllı bir çocuk olduğum için hatırlıyorum, park nereye gitti bilmiyorum. Babamın sol kolu bir de sağ bacağı da nereye gitti bilmiyorum.

Ben çok uslu bir çocuk olduğum için hiç kaybolmuyorum.

Ben çok akıllı ve uslu bir çocuk olduğum için gözlerimi açıp da etrafıma bakınca hiç korkmadım ve şaşırmadım. Çok eski evimizin içinde öylece durdum ama ağlamadım. Ama evimiz yıkılmış, çok çirkin, toz içinde ve çok eski bir de çok kötü. Ama annem yok, babam da yok. Çok akıllı ve uslu olduğum için tek başıma dışarıya çıkmam ama bazen de çıkarım, arkadaşlarım dışarıda top oynar ben de oynarım. Ben çok akıllı bir çocuk olduğum için tek başıma öylece durunca ayağa kalktım yürüdüm, pencere olmayan yerden dışarıya sokağa baktım. Dışarıda sokak yok. Evler yıkılmış ve sokak evlerin yıkıntılarıyla dolmuş, sokak oyun oynadığımız park gibi gitmiş. Sokak gitmiş, orası da çok çirkin ve çok kötü bir de toz içinde kalmış.

Annem toz içindeki yerlerde uslu ve akıllı çocuklar oynamaz der. Annem çok güzeldir benim. Ekmek pastasını çok güzel yapar. Ekmek pastası ekmek çok sert olduğu için su buharına tutulan ekmekle ve bisküviyle yapılır. Buharla yumuşacık olan ekmeğin arasına bisküvi konur. Isırılarak yenir. Ama annem ısırarak yemez çünkü onun dişleri yok.

Ben çok akıllı bir çocuk olduğum için sokağa baktıktan sonra kapı olmayan yerden dışarıya çıktım ama uslu olduğum için azıcık çıktım, çok çıkmadım. Azıcık başımı uzatıp bu tarafa doğru baktım. İleride sokak olmayan yer çok eskisi gibiydi. Öbür tarafa doğru baktım, o tarafta da sokak olmayan yer çok eskisi gibiydi. Bir tek bizim evlerimizin olduğu yer böyleydi. Çok akıllı olduğum için hemen sebebini anladım. Sebebini bilmiyorum.

Ama bizim arka sokak çok uzaktı bir de annem orayı çok bilirdi.

Biraz çok zaman önce güm diye bir şey olmuştu annem bana çok sarılmıştı, babam da anneme çok sarılmıştı. Bir de elektirikler kesik değilken babam radyo dinliyordu, küfür ediyordu. Annem o zaman mır mır dua ediyordu bir de bana sarılıyordu.

Biraz korktum bir de şaşırdım bir de ağlayacak gibi oldum ama sonra annemi gördüm. Yine bana sarılacaktı, ben çok akıllı ve uslu bir çocuk olduğum için onlar azıcık sonra gelicez diye gidince hep odanın ortasında oturup hep oyuncaklarımla oynardım. İki tane oyuncağım vardı benim, babam getirmişti bana. Bir tanesi bir atın kafası ve gövdesiydi, diğer oyuncağım atın poposuyla arka ayaklarıydı. Annemin yanında babamı da gördüm.

Çok uslu olduğum için öylece durdum ve gelip bana sarılmalarını bekledim.

Ama canları çok acıyormuş gibi yüzleri çok kötüydü, sokak gibiydi park gibiydi. Bööö yapar gibi duruyordu yüzleri, bir de ağlıyorlar gibiydi. Ben de çok akıllı olmama rağmen ağlayacak gibi oldum ama uslu olduğum için annem bana sarıldığı zaman ağlamaya karar verdim, bekledim. Böyle karar verdim ama annem bana sarılmadı. Annem bana sarılmadı, gitti, ona sarıldı.

Kapı olmayan yerden koşarak geçerek, oda olmayan yere girip yerdeki küçük şeye sarıldı. Küçük şey kapkara olmuştu. O sırada babam da arkamdan geldi, ben anneme dönüktüm de o yüzden arkamdan geldi. Babam ben çok uslu ve akıllı olduğum için arkamdan geldi ve içimden geçti. O da gidip annemin sarıldığı o küçük kara şeye sarıldı.

O küçük kara şeye sarılıp ağlarken ve sarılırken benim adımı da söyleyerek çok bağırdılar, çok korktum, ama çok akıllı ve çok uslu bir çocuk olduğum için hiç korkmadım.